daniska * asım tağ
Sisli ve karanlık
ya da belki az ışıklı yol
çıkar ve gider geçmişe
orda kimse kalmamıştır
bazı mantarlardan başka
hisseden geleceğin yaklaştığını
adımlarından
Mantar bağ kurar
Geçmişin açtığı mantarlar
Sana bir çift göz
Giderayak boyadığın Francis
Beykın istiyordu Richard’ın canı
Ya da bir hamburger
Ama alamadı onun yerine
Mermi aldı ve kaderi onu vurdu
Tatlı bir osuruk gibi bir olaydı
Sahilde geçiyordu
Başka insanlar da vardı
Osuruğun sesini bir tek
karşısında oturan duydu
bir yere bağlanmıyordu
Bağlanmamalıydı
Olay gönüllü oluştaydı
Yürek ritmini biliyordu
Tatlı osuruk bir ışığa dönüşüp
yüzde altmış yedisi aynı siyasi
partiye oy veren mütedeyyin
olduğu iddiasıyla nefes alan
insanların yaşadığı kasabaya
yerleşmeden önce oluyordu bunlar.
Yıllar sonra bu ışığı bir canavar
olarak anacaklardı.
İşte mantar da sizin orada olduğunuzu
böyle anlıyordu.
Birileri ev yapıyordu
Alışveriş devam ediyordu
Nakit avans kokusu tüm dünyayı sarmıştı
Vakit boldu ölmek için
Fakat bu resimdeki insanlar kalmayı tercih etti. Anarşi tüm dağı kapladı. Otonom bölge kurdu bir anda kendini, kapladı. Gökten insan yağdı. Birileri çorba dağıttı, afiyetle yendi. Sorumluluklar alındı, öpüldü, okşandı paketlendi ve Kafka’ya güvercin gönderildi. Altı saat sonra geriye bir at olarak döndü güvercin yanında bir pencere ve duvar da getirmişti. Ata penceresi olan bir ev döşendi. Mesaj anlaşılamamıştı. Bölge kapandı. İz sürücüler mesleği bıraktı. Bir meslek daha böylece tarihin kanlı sayfalarında yok oldu tıpkı o at gibi. Güvercinin yaşadığını bir tek mantarlar biliyordu.
Pestenkerani güzel bir tatlı ismi olabilirdi.
asım tağ